çimde bir sıkıntı kalbimde hüzün... Pencereme vuran yağmur damlacıklarını izliyorum dalıp gitmişim uzaklara derinliklere doğru bir rüzgarın seline kapılıp... Çok eski bir aşk hikayesi geldi aklıma rüzgar ile yağmurun aşkı...
Dillere
destanmış Kaf Dağının ardında rüzgarla yağmurun aşkı. Rüzgar deli gibi
esermiş bulutlar biraz üşüsün ve yağmur gelsin banan diye. Yağmurun
gözlerine vurgunmuş masumiyetine ve saflığına vurgunmuş.
Yağmur her sabah dua edermiş. "Tanrım lütfen rüzgar essin bugün ruhunu kalbimde hissedeyim ellerini gözlerimde."
Tutkunlarmış
birbirlerine ama ne rüzgar yağmura dokunabilirmiş ne de yağmur rüzgara.
Ne zaman rüzgar ile yağmur biraraya gelseler sevdanın ateşi fırtınalar
estirmiş onlara ve fırtınanın sonunda birbirlerine hiç
dokunamayacaklarını düşünüp üzülürmüş yağmur
ağlarmış. İşte o zaman aşıkların yağmuru yağarmış ve sevdalılar el ele
dolaşırmış yağmurun kalbinden gelen damlacıkların altında. Yağmurun
hüzünlendiğini gören rüzgar kendini dalların arasında gizlemeye
çalışırmış üzüntüsünü haykırmak için...
Ne zaman hafif hafif damlacıklar gökyüzünden düşmeye başlarsa rüzgarın ellerini hissetmek isteyen yağmur gözyaşlarını akıtır yeryüzüne ve damlaların altında el ele dolaşan sevgilileri izler kendini ve rüzgarı hayal eder onlara bakarak.
Ne zaman ağaçların arasında ıslık çalarak esmeye başlasa rüzgar
yağmurun üzüntüsüne kahrolur ve dalların arasında gizlenip çığlıklar
atar. O çığlıkları duyan sevgililer daha da sıkı sarılırlar
birbirlerine ve sarmaş dolaş sevgilileri izler
buruk bir halde kendini ve yağmuru hayal eder onlara bakarak
İşte böyle dillere destan yağmur ve rüzgarın aşkı. Ne zaman yağmur yağsa
ne zaman rüzgar esse kalpleri birbirleri ile kavuşur yağmur ile
rüzgarın sevgililer gibi tüm bir arada olamayan sevdalılar için..